31 Ocak 2011 Pazartesi

Nusr-ET Steak House Etiler

Yıllarca süren Günaydın tecrübesinden sonra, Arjantin ve Amerika tecrübeleri ve işte karşınızda Nusret Steak House.

Etiler'de yaklaşık 5 ay önce açılan bu mekanı, o kadar çok duydum ki gitmeye karar verdim.

Mağazanın dekorasyonu çok güzel. Çok para ve emek harcanmış. Ama dekorasyonu güzel yemekleri sıradan restorantlardan zannetmeyin Nusret'i. İçeriye girdiğinizde magazin programına gelmiş gibi hissedebilirsiniz kendinizi.

Masalarda menü yok, Nusret kendisi gelip nasıl et sevdiğinizi soruyor, nasıl pişsin diye soruyor ve eti pişirmeye gidiyor. Gerçekten çok güleryüzlü ve samimi bir insan. İşini sevdiğini ve iyi yapmaya çalıştığını gayet net görebiliyorsunuz.

Salata ve dana carpaccio önden atıştırmalık olarak geliyor. Carpaccio yumuşak ve çok lezzetliydi. Daha sonra orta pişmiş lokum diye adlandırdıkları et geldi tahta bir servis tabağının üzerinde. Şöyle tarif edeyim, eti yerken dişlerinizi pek kullanmıyorsunuz zaten kendi eriyip gidiyor. Teoman'ın söylediği gibi, bir kar tanesi ol kon dilimin ucuna, bir kar tanesi ol eri ağzımda. Şiir gibi bir et, mutluluk işte bu. Bu arada Nusret kendi pişirdiği etin sizin üzerinizdeki etkisini görmek için masanıza tekrar geliyor ama siz sadece hmmm, mmmm gibi sesler çıkarabiliyorsunuz. 

Hamburgerlerini ve ceviz dedikleri eti denemedim ama onları da deneyeceğim.

Fiyatlar pahalı değil, ama menü olmadığı için tam yorum yapamıyorum. Ancak et seviyorsanız ve iyi et yemek istiyorsanız Nusret'i denemenizi tavsiye ederim.

Etiler Çamlık İhsan Aksoy Sokak No 6 / Etiler / İSTANBUL
0212 265 30 37






 

23 Ocak 2011 Pazar

Kosinitza Kuzguncuk

Kuzguncuk'un sıralı eski ve birbirinden güzel evleri arasında, küçük ve muhteşem yemekleri olan Kosinitza restorant hemen gözünüze çarpar. Burası balık ağırlıklı menüsü olan, 25-30 kişilik güzel bir restorant.

Restorantın sahibi tekstil işinden emekli olduktan sonra, yemek bilgisi ve aşkıyla bu güzel yeri açmış. İçeride sadece bir garson var yani oldukça küçük bir yer.

Yemeğimize soğuk mezelerle başladık. Defne yapraklı ringa balığı, karamelize soğanlı çipura, sübye ve domates soslu sardalya. Yazarken bile açıktım. Hepsi birbirinden lezzetli ve farklı lezzetler. Daha sonra deniz mahsülleri pilavı ve ahtapot ızgara. Pilav deniz mahsülleri ile yapılmasına rağmen oldukça hafif, ızgara ahtapot ise alıştığımız gibi sert değil oldukça yumuşak deyim yerindeyse lokum gibi. Ana yemek ise güveçte milföy hamuru kaplı, porçini mantrarı yatağında üstü parmesan kaplı dil balığı. En son tatlı olarak krem brulee  ile muhteşem bir final.

Şarap menüsünde yemek menüsüne uygun olarak hazırlanmış kırmızı ve beyaz şaraplar var. Mesela Bozcaada'nın bence en iyi şarap üreticisi olan Çamlıbağ şaraplarından burada bulabilirsiniz.

Fiyatlar bu kalite için bence makul, genede biraz yüksek. Daha önce  denemediğiniz mükemmel balık lezzetlerini, güzel şaraplar eşliğinde tatmak isterseniz Kosinitza'ya mutlaka uğramanızı tavsiye ederim.


İcadiye Caddesi Bereketli Sokak No:2/A Kuzguncuk / İSTANBUL
0216 334 04 00




You can easily notice the Kosinitza restaurant between the rows of Kuzguncuk's old and pretty buildings. It is a petit place for almost 25-30 people and with gorgeous dishes. It look likes an Italian trattoria. Here,sea food is served.

The owner of the restaurant, after retiring from his textile business, he decided yo open Kosinitza with love of good food and with huge knowledge of cooking. There is only one waiter for service. I mean it is indeed a tiny and small place.

We began with cold appetizers. Herring wrapped eith daphne leaves, gilt heat sea bream with caramelized onions, baby cutterfish and sardines with tomato souce. Even when writing, I get hungry. All different and delicious tastes. Side courses were seafood pilaf and grilled octopus. he pilaf, even thoug it is prapared with sea food, it was very light and grilled octopus was very soft, apart from the stiff one's which we are more used to. Our main course choice was a casserole, covered with puff pastry. Inside there is porcini mushroom from Turkey and sole mixed with cream fresh and parmigiano. At the and we tried creme brulee which was a magnificent final.

When you look at the wine menu, you see that it is well prepared red or white wines suitable with the served food. One example, you can drink Çamlıbağ wines which are one of the best viticulteurs in Bozcaada. We drunk an Italian red wine.

According to me the prices are very moderate for this quality. You should stop by Kosinitza, if you would like to taste seafood which you've never tried before, accompanied by good wines. 

17 Ocak 2011 Pazartesi

Tarihi Sultanahmet Köftecisi Sultanahmet

Sultanahmet'e iş içinde olsa gidilince, Tarihi Sultanahmet Köftecisi'ni ziyaret etmeliyim diye düşündüm.
Bu güzel lokanta'nın tarihi 1910 yıllarına dayanıyor. Sakin bir zamanını bulma imkanınız yok herzaman kalabalık. İçeride konuşulan dil sayısı 10'un üzerinde. Turist nüfusu daha kalabalık. Turistik bir mekan olmasına rağmen lezzetini yıllardır koruyan bir lokanta.

Köfteler kömür ateşinde yapılıyor ve hiç baharat kullanılmamış gerçekten çok lezzetli. Piyaz sanırım pahalı bir yemek çünkü gittiğim heryerde piyazdan çok, havuç ve kıvırcık yiyiyorum. Burası da bu geleneğimi bozmadı. Sanırım piyazı sade istemek daha doğru olacak.

Sipariş verdiğim andan yaklaşık 5 dk. sonra siparişim geldi garsonlar gerçekten arı gibi çalışıyorlar. Çok kalabalık bir lokanta olduğu için dışarıda sıra olabiliyor. Bu sebepten çay, kahve servisi yok. Yani biraz acele yemek yemek zorunda kalıyorsunuz. Bu açıdan pek keyifli değil.

Burası gibi lokantalar çok azaldı. Bence geleneksel mutfak çok önemli, onları mümkün oldukça korumalıyız. Gerçi Sultanahmet Köftecisi çok meşhur ve popüler bir mekan ama İstanbul'da ve Anadolu'da daha birçok lokanta var bu ayarda. Tanıtım faaliyetleri, misafirlere yönelik içki menüleri ve doğal geleneksel lezzetin korunması ile çok iyi yerlere gelebiliriz. Yeterki yemekleri yaparken iyi malzemeler kullanıp işin kolayına kaçmayalım.


Alemdar Mh., Divan Yolu Caddesi 12 Sultanahmet / ISTANBUL
0212 513 14 38








11 Ocak 2011 Salı

I LOVE EFESPILSEN

Birşey söylemeye gerek yok aslında. Dünyada birçok örneği olan bir uygulama, spor kulüpleri ve alkoll ürünler satan şirketlerin birliktelikleri.

Efes Pilsen Spor Kulübünün başarıları ortada. 1993 Avrupa 2.si, 1996 Koraç Kupası, 2000 ve 2001 Avrupa Ligi 3.sü.

Efes Pilsen bir dünya markası, Efes Pilsen Spor Kulübü Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük basketbol kulübü. I Love EFES PILSEN.




10 Ocak 2011 Pazartesi

Tahtasaray Yenilevent

Güzel bir adana kebabın kırk yıl hatırı vardır demiş atalarımız. 

Tahtasaray Yenilevent semtinde sessiz sakin bir sokağın içinde, kebap yiyip, dostlarınızla sohbet etmek için ideal bir yer. 

Geniş, ferah bir salonu var ve dekorasyonu ahşap ağırlıklı. Bahçesi yazın açık, kışın sigara içilen bölüm olarak üstünü kapatmışlar. Size uyarım sigara içmiyorsanız orada oturmayın. 

Mezeler klasik adana mezeleri ve çok lezzetliler. Çiğköfteyi denemenizi tavsiye ederim. Kebap tercihim adana ama çöp şişi, ve diğer et tavuk kebapları da güzel. Fiyatlar mezeler, ara sıcak, kebap ve rakı 60 TL - 70 TL arasında değişiyor. Çalışanlar benim Tahtasaraya gitmeye başladığım 2006 senesinden beri çalışıyorlar ve neredeyse hiç değişmiyorlar. O yüzden hepsi müşterilerin çoğunu tanıyorlar. Bu bir restorant için çok iyi bir avantaj. Otopark sorunu yok, vale hizmeti var.

İyi kebap yemek için misafirlerinizi, arkadaşlarınızı götürebileceğiniz bir yer Tahtasaray tavsiye ederim.


Meşeli Sokak 25, Dördüncü Levent / İSTANBUL
0212 283 85 85





Our ancestors said a nice adan kebap has a forty years memory in mind.

Tahtasaray which is in a quite street of Yeni Levent district is an ideal place to chat with your buddies and have good meal.

It has a wide and spacious dining hall. The decoration is mainly made of wood. The garden is open only in summer. But they close it with a temporary roof as a smoking area in winter time. My advice if you are not smoking do not sit there.

The snacks are classic snacks and very tasty. I recommend you try cigkofte ( fresh meatball made of bulgur, fresh meat, herbs and tomato paste ). My choice for the kebap is adana kebap but their other meal also very delicious.

As for the prices, snacks, starters and main course together with rakı in total cost about 40 - 50 USD. The personnel is still the same from the year 2006 year which I first visited. Therefore they knoe almost every customer which is an advantage for a restaurant. No park problem they have houseman service.

I advice Tahtasaray to go with your friends and guests in order to have good kebap.

7 Ocak 2011 Cuma

Sosa Trio Ataşehir

Bu küçük ve şirin mağaza daha çok Hillside müşterilerinin spor öncesi veya spor sonrası, sinemaya gelenler için seansı beklerken yemek yediği bir yer. Dekorasyon beyaz ağırlıklı ve çok sakin dinlendirici bir havası var.

Kullandıkları malzemeleri ve nereden aldıklarını bildiğim için şöyle söyleyebilirim, özellikle salataları hem lezzetli hem çok temiz hem de çok sağlıklı. Kendi mutfaklarında yaptıkları zeytinli ekmeği mutlaka denemelisiniz.

Evde oturuyorsunuz ve çok sıkıldınız benim önerim önce yemek daha sonra sinema için ideal bir yer Sosa Trio. 

Yemek yediğiniz lokantalarda güleryüzlü çalışanlar bulamıyorsanız, Sosa Trio personelinin misafirperverliğinden mutlaka memnun kalacaksınız.


Halk Cad. Hillside City Club Trio No:99
Yenisahra Ataşehir / İSTANBUL
0216 317 61 65


 


5 Ocak 2011 Çarşamba

Fikir Sahibi Damaklar

Bu sefer bir organizasyonu tanıtacağım sizlere.

Pes etmemek, iyi niyetle çalışmak, birlikte hareket etmek, sorgulamak ve iyiliği yaymaya çalışmak. Fikir Sahibi Damaklar Konviviyumu'nun aklıma getirdikleri bunlar.

İtalya'da doğan SlowFood organizasyon’una bağlı olarak faaliyet gösteren Fikir Sahibi Damaklar Konviviyumu Türkiye'de şuanda 1.000'e yakın üyeden oluşuyor. Aslında tam olarak toplumun aydınlanması çabası içindeler.

Yaptıkları kampanyalar ve organizasyonlardan bazıları; İstanbul Lüfer'e Hasret Kalmasın, Etiket Hafiyesi Kampanyası, Yemiyorsak Sebebi Var Kampanyası, GDO'lar Yasaklansın Kampanyası, Gerçek Ekmek Kampanyası, Belgrad ve Polenezköy Ormanlarında Mantar Eğitimi, Evde Ekşi Maya Ekmek Üretimi Eğitimi. Tüm bu organizasyonları, kampanyaları hiçbir maddi beklenti olmadan yaptıklarını söyleyebilirim.

Hızlı hayatımızda bir an durup, biraz dışarıdan bakıp kendimize; ne yediğimizi, ne tükettiğimizi düşünmemizi istiyorlar. Farkına vardığımız gerçeğin ve bilinçlenmenin sayesinde, tüketim alışkanlıklarımızı değiştirerek, sağlıksız ürünleri tüketmeyerek; GDO'lu ürünlerin ülkemize girişini engelleyebilir, balıkların daha yavru iken avlanıp tüketilmesine engel olabiliriz.

Orhan Veli’nin dediği gibi her şey birden bire oldu ama her şey yavaş yavaş yok oluyor.

Çocuklarımızın geleceği, sağlıklı bilinçli bireylerin yetişmesi ve doğayı canlıları korumak için yola çıkmış bu iyi yürekli insanlara destek verelim ve onlara katılalım.








4 Ocak 2011 Salı

Kırıntı Nişantaşı

Cumartesi akşamı Nişantaşı eğlencesinden önce, yemek yiyip bol kahkahalı sohbetler için en ideal yerlerden biri Kırıntı Nişantaşı. Özellikle benim arkadaşlarım gibi komik, esprili arkadaşlarınız varsa.

İçeride her yaştan insan var ve kalabalık. Ama kalabalık olması servisin gecikmesi anlamına gelmiyor. Garson sayısı çok fazla ve gayet ilgililer, servisde çok hızlı.

Menüleri bir dergi kalınlığında. Kırıntı Moda'dan beri Kırıntı müşterisi olduğum için, menüdeki çoğu yemeğin tadına baktım. Tabaklar çok doyurucu ve lezzetli. Kırıntı ev şarapları fiyatları uygun ve içimi çok güzel şaraplar.

Yemeğimizi yedik, karnımızı doyurduk ve hafif çakırkeyif olduk. Şimdi komik ve esprili arkadaşlarımla eğlenece zamanı.

Abdi İpekçi Cad. No:32 Nişantaşı / İSTANBUL
0212 291 26 92


Kırıntı Nişantaşı is an ideal place for a lovely chat with full of laugfter and eat before Nişantaşı night out on a Saturday evening. Especially if you have funny and witty friends like me.

Inside, there are lots of people at every age. But being crowded does not mean the service will be late. Having too many waiters help the service to be quick. Also I can say that they are very concerned.

Their menu is like a catalogue, very thick. I am Kırıntı's client since it first started in Moda. I had tasted almost every meal in the menu. The plates served are very satisfactory and delicous. The house wines of Kırıntı are at an affordable price and nice to drink.

We had eaten, become mellow and now it is time to go night out with my hilarious friends.

3 Ocak 2011 Pazartesi

Dönerci Ali Usta Maltepe

Herşey pazarda bir tezgah ile başlamış Dönerci Ali Usta için. Şu anda 4 katlı bir binada, 8 adet döner tezgahıyla çalışıyorlar. Hangi gün veya hangi saatte giderseniz gidin içeride en az 100 müşteri oluyor. Burası daha çok yemekhane havasında.

Dönerci Ali Usta'nın döneri o kadar meşhur olmuşki otobüslerle turist kafileleri geliyor mekana. Banka gibi çalışan bir dönerci diyebiliriz.

Bu kadar çok müşterisinin olması yani kalabalık olması garsonların kafasını karıştırmış. Garson çorbayı getirdiğinde çorbayı ortaya bırkayım mı diyebiliyor. Ayrıca döner kalabalık sebebiyle ılık gelebiliyor ve o eski anlatılan lezzetinde değil. Burada sadece döner var. Döner ile gelen salatayı ayçiçek yağıyla hazırlamışlar. Türkiye'deki yemek sektörünün genel sorunu burada da var, az harcayıp çok kazanma mantığı. Bu yüzden salataya zeytinyağı koymak yerine ayçiçekyağı koymuşlar.

Fiyatlar bu mantıkla ( az harca çok kazan ) biraz pahalı. Çorba, dürüm döner, ayran ve salata 18 TL.

http://www.aliusta.com.tr/
Zuhal Cad. No:39 Cevizli Maltepe / İSTANBUL
0216 444 12 54



Everything started with a small table in the local bazaar for Dönerci Ali Usta. Now he is working in a storeyed building with 8 döner benches. At any day or any time, whenever you go, there is at least hundered people in the place. This place is like a staff dining hall. His döner kebap is so famous that lots of tourist convoys come to eat.

Having too much customers had dizzled the waiters mind. The waiter may say '' Do I leave the soup in the middle ? '' ( How am I suppose to eat ??? ) Besides the döner kebap can be delivered a little bit cold because of the crowd. I believe it is not the same with old good taste. The only thing that is served here is döner. They bring salad as a garnish but it is seasoned with sunflower oil ( should be with olive oil ). With this logic in mind, I think  the prices are high. Soup, döner roll, ayran and salas all together 12 USD. You can feel the real problem of Turkey's dining sector also in here. Spend less, earn a lot.






Burger House Şaşkınbakkal

Pazar günü spor sonrası verdiğimiz kalorileri geri almak için mükemmel bir seçim. Ortam gerçekten çok sıcak, garsonlar son derece ilgili ve burgerlar hakkında size sıkılmadan, nerden çıktı bu adamlar demeden bilgi veriyorlar. Garlic Mushroom Burger gerçekten çok lezzetli. Daha önce Steak Cheese Burgeri denemiştim o da çok lezzetliydi.

Mekanın içinde bir grup insan elleri, ağızları sosa batmış, tamamen yemeğe konsantre, çılgın bir şekilde yemek yiyorlar. Mekanın genel görüntüsü bu ve yemeğe başladığınızda hemen gruba katılıyor ve hiç yabancılık çekmiyorsunuz. Ya biz çok açtık ya da gerçekten yemek yerken mutluluk hissettik.

Burgerları sunum şekilleri çok pratik, basit ve şık. Dökülen tüm sosu ve parçaları topluyor, bir çeşit geri kazanım gibi.

Üç kişi üç hamburger, üç içecek, üç patates ( biraz fazla yedik )  78 TL ödedik. Biraz pahalı ama gerçekten değer. Denemenizi tavsiye ederim.

Suadiye Mah. Bağdat Cad. No: 386 / D
Şaşkınbakkal Kadıköy / İSTANBUL

Burger House is a perfect choice to regain the calories you try to burn after good work out on a Sunday evening. The place is very cozy, waiters pay very much attention and give lots of information about the burgers without any hesitation. Garlic mushroom burger is one of a kind. Before I had tasted Steak Cheese Burger that was also delicious.
At the tables, people are wildly eating, full concentrated, their hands and mouths full of souce. The overall look is the same in every table. When you start eating, you immediatelly join the group and follow them. When we entered the place either, we were so hungry or we reaaly felt happy digging in the burgers.
The presentation of the burgers are very simple and classy. You never waste any bite.
For three people; three burgers, three drinks and three fried patato ( Which is way too much ) we paid 55 USD. It may seem a little bit expensive but it really worth it. I strongly recomend Burger House Şaşkınbakkal.